BÜYÜ MÜ? TELKİN Mİ? YOKSA KARANLIĞA SARILMIŞ KENDİ ZİHNİN Mİ?

Her insan, bir şeye inanma ihtiyacı hisseder.

Sevmediğini düşündüğü birinden sevgi, reddedildiği birinden kabul görme,

kıskandığı birinin düşüşünü görme arzusuna inanmayı…

İçinde bastıramadığı bu arzular için, kendi ellerini kirletmek istemez.

Bu yüzden gider…Bir başkasından yardım ister.

Ve buna da “büyü” der.

Asıl Soru:

Burada yardıma ihtiyacı olan kim?

Büyü yapan mı?

Büyüyü yaptıran mı?

Yoksa kendisine yapıldığına inanan mı?

Büyüyü Ne Güçlü Kılar?

Senin inancın.

Senin korkun.

Senin utancın.

Çünkü sen:

-Etki etmek istiyorsun ama yapamıyorsun.

-Korkuyorsun ama kontrol etmek istiyorsun.

-Düşündüğün şeylerden utanıyorsun ama cezalandırmak istiyorsun.

Aslında bu yüzden diyorsun ki:

“Ben yapamam ama başkası benim yerime yapsın.”

İşte o an…

Zihnin karanlık bir ittifaka imza atar. Ve buna da “büyü” ismini koyarsın.

Gerçek Şu:

Telkin, bilinçli bir frekans bombasıdır.

İnanç ise yönlendirildiğinde bir enerji silahına dönüşür.

Ve sen kendi zihninle bir kötülüğe inandığında, büyü zaten başlamıştır.

Asıl büyü:

Karanlığa ödediğin utanç bedelidir.

Sonuç Olarak:

Belki sana büyü yapıldığını düşünüyorsun.

Belki de kötü enerji gönderildiğini.

Ama şunu unutma:

Sana yapılan değil, senin zihninde kabul gören güç kazanır.”

Ve sen…

O büyünün yerini zihin gücünle değiştirdiğin an telkin silinir, büyü çözülür, enerji kendini temizler.

Ve kimse o enerji alanını bozamaz.

Kendine inan, kendine güven ve zihin gücünle enerjini koru.

 

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir