Bedenin ile en son ne zaman konuştun?
Ne zaman sadece iyi görünmek için değil, iyi hissetmek için yaklaştın bedenine?
-Estetik Takıntısından Huzura Geçiş
Toplum bedenimizi hep bir proje gibi gördü.
Düzeltilmesi gereken, şekil verilmesi gereken, başkalarına gösterilmek üzere
‘hazırlanan’ bir yapı gibi…
Ama beden sadece bir görüntü değil.
O, duyguların taşıyıcısı.
Yaşadıklarının hafızası.
Ve zihinsel dönüşüm yolculuğunda en yakın yol arkadaşın.
-Zihinle Bedenin Kopukluğu
Zihnin sürekli meşgulse, bedenin ile olan bağlantın kopar.
Sadece görüntüsünü düzeltmeye çalışırsın.
Ama bedenin seninle konuşur:
Yorgunlukla, ağrıyla, gerilerek…
Ve çoğu zaman bu sinyalleri görmezden geliriz.
Halbuki beden sana hep bir şeyler anlatır:
“Beni duymanı istiyorum. Savaşma, hisset.”
-Mikro Egzersiz: “Bedenim Seni Duyuyorum”
1.Gözlerini kapat. Derin bir nefes al.
2.Ellerini bedenin üzerine koy (kalp, karın ya da belki omuzların).
3.İçinden şu cümleyi söyle:
“Bedenim, seni duyuyorum.
Artık seninle savaşmayacağım. Sana güveniyorum”.
4.O anda gelen duyguyu yargılaman gözlemle ve kabul et.
Bu küçük egzersizi her gün yalnızca 2 dakikalığına bile yapsan,
bedeninle ilişkin değişmeye başlayacaktır.
-Huzurlu Bir Beden, Güçlü Bir Zihin
Gerçek değişim; kas yaparak değil, bedenle barışarak başlar.
Çünkü huzurlu bir beden, huzurlu bir zihin yaratır.
Ve şunu unutma:
“Bedenin düşmanın değil.
O içsel yolculuğunun aynası”.