Bitlisli Belkıs Vakası: Hurafelerin Karanlık Perdesi

İnsanlık tarih boyunca bilinmeyene anlam vermek için türlü hikâyeler uydurdu.
Bitlis’in köylerinde anlatılan “Belkıs Ana” vakası da bunlardan biri.
Rivayet odur ki doğum anomalileri yaşayan çocukların arkasında gizemli bir “büyücü kadın” vardır.
O dualar eder, semboller çizer ve sözüm ona kaderi değiştirir. Peki gerçekten öyle mi?
Gerçek şu: Bilimsel kayıtlarda böyle bir toplu doğum anomalisi vakası yok.
Ne resmi raporlar ne de tıbbi belgeler bu hikâyeyi doğruluyor. Ama insanlar hâlâ inanıyor.
Neden? Çünkü korku, bilgisizlikten daha güçlü bir afyon.
Neden Hâlâ Büyücülere İnanıyoruz?
1.Korkunun Gölgesi:
İnsan, belirsizlikten nefret eder. Çocuğu hasta doğduğunda “DNA mutasyonu” gibi soğuk bir gerçek yerine “büyü” gibi dramatik bir masalı tercih eder.
Çünkü korku, mantığı bastırır.
2.Kontrol Yanılsaması:
Çaresiz kalan zihin, görünmez güçlere sarılır. “Belkıs yapar” demek, aslında “ben hiçbir şey yapamıyorum” itirafının üzerini örten bir tesellidir.
3.Toplumsal Sürü Etkisi:
Köyde herkes aynı hikâyeyi anlatırsa, bireyin sorgulaması zayıflar. İnanç, bulaşıcıdır. Bir söylenti yüz kişiden geçince “gerçek” gibi görünür.
4.Kolaycılık:
Gerçekleri araştırmak zahmetlidir; hurafeye inanmak ise kolaydır. İnsan beyni daima kısa yolu sever.
Eleştirel Bir Gerçek
Belkıs Ana efsanesi, aslında toplumun kendi zihinsel tembelliğinin aynasıdır.
Bilimden uzaklaştıkça, “büyücü kadınlar” çoğalır. Ve biz hâlâ şu soruyla yüzleşmekten kaçarız:
“Acaba inanmak kolay olduğu için mi bu hikâyelere sarılıyoruz, yoksa gerçekten düşünmeyi mi unuttuk?”
Hurafeler, düşünmeyen bir toplumun uyuşturucusudur.
Bugün Belkıs Ana’ya inanırsın, yarın sahte şeyhlere…
Değişen tek şey, masalın adı olur; zihinsel esaret aynı kalır.
 Son söz:
Gerçekler acıtır ama özgürleştirir.
Hurafeler ise tatlıdır ama köleleştirir.
Hangisini seçeceğin, senin zihninin kalitesine bağlıdır.

 

 

 

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir