
Thomas Hobbes diye bir adam vardı.
Yüzyıllar önce çıkıp “İnsan insanın kurdudur” dedi.
Yani hepimiz, bir şekilde birbirimizi yeriz eğer ortada bizi durduran bir şey yoksa.
Kulağa karanlık geliyor, ama düşün:
Bazen insanlar gerçekten sadece kendini korumaya çalışır.
Yardım etmiyorsa eğer belki de kendi sınırını koruyordur.
Sevgisiz görünüyorsa, belki de çok kez kırılmıştır.
Bencil dediğin kişi, aslında hayatta kalmaya çalışan bir zihin olabilir.
Egoizm gerçekten kötü mü?
Egoizm denince çoğu kişi hemen “bencillik” diye düşünür.
Ama bazen egoist olmak, kendine dönmek demektir.
Kendini dinlemeyi, sınır çizmeyi, “hayır” diyebilmeyi öğrenmektir.
Bu, kimseye zarar vermez aksine seni daha net, daha özgür biri yapar.
Sorun şu anda başlıyor:
Ego kontrolü ele geçirirse, insan empatiyi kaybeder.
Artık kimseyle bağ kuramaz. Ve o zaman korunmak değil, kopmak olur bu.
Sağlıklı ego nasıl olur?
•Hayır diyebilirsin, ama saygıyla.
•Kendi mutluluğunu koruyabilirsin, başkalarını küçümsemeden.
•Kendini sevebilirsin, ama kimseyi değersiz hissettirmeden.
İşte bu denge, olgun bir benliktir.
Hobbes’un dediği gibi, kural bu noktada devreye girer:
Birbirimizi yememek için değil, birlikte yaşayabilmek için.
Gerçekten egoist misin?
Bir düşün:
•Herkesin senin kadar vermesini mi bekliyorsun?
•Paylaşırken için sıkılıyor mu?
•Birinin başarısı seni huzursuz ediyor mu?
Bu sorulara evet diyorsan, ego seni biraz fazla sahiplenmiş olabilir.
Ama farkındaysan, işte o an denge başlar.
Ego’yu susturmak değil mesele.
Onunla dost olmayı öğrenmek mesele.
Çünkü ego seni hayatta tutar ama rehberliği kalbin yaparsa.