
Elon Musk’ı kimileri dahi, kimileri çılgın olarak tanımlıyor.
Ama ortada görmezden gelinemeyecek bir gerçek var:
O, dünyayı değiştiren projelerini sadece tek bir şeye dayanarak yaptı kendine olan inancı.
Mars’a gitme hayalini kurduğunda herkes güldü.
Elektrikli arabaları piyasaya sürdüğünde imkânsız dediler.
Roketleri patladığında bitti diye manşet attılar.
Ama o pes etmedi. Çünkü inanıyordu. Ve o inanç, hem bilimi hem de insanlığı peşinden sürükledi.
Asıl Cevher Sizsiniz
Bugün insanlar enerji frekansı diye Çin’deki ya da Hindistan’daki sözde hocaların peşinden koşuyor.
Medyumların, şarlatanların, “sana özel meditasyon tekniği” diye sattığı oyunlara inanıyor.
Ama gerçek çok daha basit: Asıl cevher sizsiniz.
Ne Himalaya’daki bir keşiş, ne de internette size enerji açılımı satan bir medyum sizi kurtarabilir.
Zihninize hükmedecek tek kişi yine sizsiniz.
Psikoloji ve Felsefenin Ortak Noktası
Psikoloji bize şunu söylüyor: İnsan, neye inanıyorsa hayatı o yönde şekillenir.
“Kendini gerçekleştiren kehanet” bunun bilimsel kanıtıdır.
Felsefe ise şunu öğretir: Düşünce bir tohumdur, ama o tohumu gerçeğe dönüştüren şey tereddütsüz inançtır.
Musk’ın hikâyesi bunun sadece modern bir örneğidir.
Onun farkı meditasyon hocası bulması değil; kendi zihninin potansiyelini fark etmesiydi.
Son Olarak Şunu Söyleyeceğim
Hayatınızı değiştirecek tek güç, içinizdeki zihinsel inançtır.
İnanın.
Uygulayın.
Başarın.
Gerisi sadece gösteriden ibaret.