
Gerçek dediğimiz şey, gözlerimizle gördüğümüz değil, zihnimizin onayladığıdır.
Ama ya zihnimize onaylatılan şey, baştan beri yönlendirilmiş bir kurguysa?
Hepimiz aynı gökyüzüne bakıyoruz.
Aynı güneşin altında yürüyor, aynı masaya oturuyor, aynı şehirde dolaşıyoruz.
Ama dikkat ederseniz, aynı dediğimiz bu deneyim, kolektif bir uzlaşıya dayanıyor.
Bu uzlaşının adı da: Gösterilen Dünya.
FENOMENOLOJİK TUZAK
Fenomenoloji bize şunu söyler:
Bir nesne, ancak ona yönelen bilinçle vardır.
Yani “gördüğün şey” ile “şeyin kendisi” asla aynı değildir.
Arada, zihnin filtreleri ve anlamlandırma mekanizmaları vardır.
Biz ise bu filtreyi tek başımıza değil, kolektif bilinç dalgasıyla senkronize olarak kullanırız.
Hepimiz aynı frekansa ayarlanır, aynı renkleri, aynı formları, aynı zaman algısını paylaşırız.
İşte bu yüzden dünya bize tek tip görünür.
ALGININ HACKLENMESİ
Peki ya bu kolektif frekans, baştan beri gösterilmesi istenen bir gerçekliği mi yansıtıyor?
Şizofreni ya da farklı algı bozukluğu yaşayan insanlar, bu kolektif perdenin dışına çıktığında başka formlar,
başka sesler, başka renkler görür.
Onlar mı yanlış görüyor, yoksa biz mi eksik görüyoruz?
Beynimiz, ışığı, sesi ve maddeyi kendince kodlar.
Ve bu kodun anahtarını elinde tutan güç, gösterilen dünyanın mimarıdır.
GÖSTERİLEN DÜNYA
O yüzden hakikat, gördüğün gibi değil.
Hakikat, sana gösterildiği gibi.
Ve sen, “gerçek” sandığın şeyin ardında bambaşka bir sahne olabileceğini ancak perde kalkarsa fark edebilirsin.
Belki de bu yüzden bazı bilgeler, “uyanmak” kelimesini kullanır.
Uyanmak, güneşin doğması değildir.
Uyanmak, güneşi sana nasıl gösterdiklerini fark etmektir.
FREKANSIN ANAHTARI
Eğer gösterilen dünyadan çıkmak istiyorsan, önce zihninin frekansını değiştirmelisin.
Çünkü frekans, sadece neyi duyduğunu değil, neyi gördüğünü de belirler.
Zihnini berraklaştırdığında ise:
Artık renkler başka parlar.
Sesler başka bir anlam taşır.
İnsanların yüzünde, daha önce fark etmediğin ifadeler görürsün.
Ve işte o an anlarsın ki…
Gerçek, sana gösterilen bir fotoğraf değil, senin frekansının yansıttığı yaşayan bir sahnedir.
Frekansını değiştirirsen, sahne de değişir.
Yazardan Okuyucuya:
“Ya kolektif bilincin projeksiyonu bozulursa…
gördüğün dünya hala aynı kalır mı?”