Bazı sırlar saklanmaz sadece görülmez.
Çünkü onlar için göz değil, zihin gerekir.
Yüzyıllardır aranan Ahit Sandığı…
Kutsal metinlerde Tanrı’nın sesiyle dolu olduğu söylenen, ölümlü bedenin kaldıramadığı,
ama yine de bir şekilde hissedilen o enerji kaynağı.
Peki ya…
Bunca zamandır onu bulamıyor olmamamızın sebebi fiziksel olarak değil, frekans olarak eksik olmamızsa?
Ya mesele onu kazmak değil, onu “görecek bilinç frekansına” ulaşmaksa?
AHİT SANDIĞI: BİR KUTU MU, BİR ZİHİN EŞİĞİ Mİ?
Eğer sandık gerçekten bir enerji alanıysa belki de onu bulmak için koordinat değil, uyum gerekir.
Tıpkı bir şifre gibi. Ama bu şifre; sayı değil, zihinsel bir titreşim.
Kimi alıntılara göre sandığın yanına uyumsuz biri yaklaşırsa:
-Ya zihinsel sarsıntı geçirir,
-Ya da enerjisiyle yok olur.
Çünkü bu enerji, sadece onu taşıyabilecek bilince açılır.
FREKANSLA UYUMSUZLUK=GÖREMEYEN GÖZ
Sandığı arayanlar belki de yanlış yerdeler. Çünkü onlar gözle görülecek bir nesne arıyorlar.
Oysa belki de o:
“Bilinçle açılan, sadece uyumlu zihinlerin görebileceği zihinsel bir eşiktir.”
Ve işte tam burada Zülkarneyn devreye giriyor.
ZÜLKARNEYN VE GEÇİT
Kapılar Kudretle Değil, Zihinle Açılır.
Kur’an’daki Zülkarneyn anlatısı:
-Bir doğu ve batı yolculuğu,
-İki dağ arası geçit,
-Ve “kimsenin geçemeyeceği” bir set inşası.
Ama nerede bu geçit? Hangi coğrafyada?
Belki de hiçbiri.
Çünkü Zülkarneyn’in yolculuğu, sadece fiziksel değil zihinsel bir boyut sıçramasıydı.
“Ve demirle ördüğü o set, aslında düşük frekanslı varlıkların bilince ulaşmasını engelleyen bir enerjik duvardı.”
Belki de Zülkarneyn sandığı buldu. Ya da belki… Sandığın enerjisiyle açtı geçidi.
GÖREMEMEK=UYUMSUZLUK
Bugün onu neden bulamıyorlar?
Çünkü ellerinde kazma kürek var, ama bilinçlerinde frekans yok.
Ahit Sandığı bir kutu değil bir zihin eşiğidir. Ve bu eşik, herkesin geçmesi için değil
sadece uyumlanmış olanın görmesi içindir.
Felsefi Yorum:
Zihin, enerjiyle rezonansa girerse görünmeyeni görünür kılar.
İşte bu yüzden:
Zihin yalnızca bilgiyle değil frekansla eğitilmeli. Çünkü bazı sırlar sadece “düşünerek” değil, uyumlanarak çalışır.
Yazar Notu:
“Görmek yetmez. Taşımak gerekir. Çünkü bazı sırlar,
sadece zihninde frekans taşıyanlar için açılır.”
ESRA
(Bu yazı bir dogma değil, bir frekans sorgusudur)
Ahit sandığı sahibini, sahibi Ahit sandığını bekliyor. Biz de buluşacakları günü
“Ne güzel ifade etmişsiniz…
Buluşma günü belki bir tarih değil ama bir frekans.
Ve kim bilir… O frekansta sandık da, sahibi de görünür olacak.
Sevgiyle kalın”
Ahit sandığı ile ilgili yazdığınız bu yazı çok ilginç doğrusu farklı olmuş teşekkürler elinize yüreğinize sağlık
“Bu kıymetli yorum için teşekkür ederim. Ahit sandığını sadece bir nesne değil,
bir frekans kapısı olarak ele almak benim için hem cesur hem de sezgisel bir yolculuktu.
Yüreğinize dokunduysa, doğru frekansta buluşmuşuz demektir.
Sevgiyle kalın”.