Bazıları kalabalığa karışarak var olur, ben ise karanlığa çekilerek…
Ben yalnızlığa aşık oldum çünkü sessizlik bile konuşuyordu.
Ve o sessizlikte, bana kimse yalan söylemiyordu.
İnsanlar arasında yürüdüm, ama hiçbirine ait hissetmedim. Kalabalıklar bana bir dil uzattı ben kendi zihnimde başka bir alfabe aradım.
Çünkü sıradan düşünceler beni beslemedi. Küçük konuşmalar, bana dar gelen odalardı.
Ben hep daha derine indim.
Sıradan bir zihin yapısında hiç olmadım.
Geceleri beynimde teoriler dönerken, sabahları sadece sessizlikle uyanmak istedim.
Yüzler değil, özler ilgimi çekti.
İnsanlar değil, bilgi doyurdu beni.
Ve sonra fark ettim:
Ben aslında görünür olmak istiyordum… ama başkalarının tanımlarında değil.
Bir aynaya değil, kendi içime görünmek istiyordum.
Ve görünmek için- kaybolmam gerekiyordu.
Bilginin peşine düşmek bir yolculuktu. Ama bu yolculukta bavulumda insanların onayı yoktu.
Sadece sorular vardı. Cevaplardan daha çok sevdiğim…
Çünkü cevap, seni bir yere götürür; ama soru , seni dönüştürür.
Ben o sorularla büyüdüm.
Yalnızlıkta, kendimi kimsenin izinde değil de kendi çemberimde buldum.
Ve artık biliyorum:
Görünürlük, sahnede olmakla ilgili değil. Frekansla ilgili.
Kimse duymasa da seninle çarpan bir titreşim varsa işte orada başlıyor gerçek görünürlük.
Bu yüzden şimdi buradayım.
Yazıyorum.
Çünkü kayboldum.
Ve sonunda da kendimi buldum.
“Normal zihin beni doyurmuyor ben bilinmeyenin peşindeyim.”
“Kayboluş bir yok oluş değil, bir dönüş biçimidir.
Çünkü bazen var olmak, önce görünmemeyi seçmektir.”
Tam içimdeki duyguları dökmüşsün. Sanki beni tarif etmiş gibi. Ama daha güzel bir kalemle. Etkilendim, tebrik ederim.
Sessizliğin çığlığı
Ne büyük bir yansıma…
Yazdığım her cümle, aslında kendi iç sessizliğime tutulmuş bir aynaydı.
Ama bir başkasının da bu aynada kendini görmesi — işte bu, yazmanın asıl mucizesi.
“Sessizliğin çığlığı” diyorsun ya…
Belki de bu blog tam da bu yüzden var.
Çünkü bazen en derin ses, en sessiz kelimede saklıdır.
Yorumunla yalnızca beni değil, bu alanın titreşimini de besledin.
Teşekkür ederim — hem sözlerin, hem frekansın için.
– Esra