Kralın Gözüne Osurarak Giren Soytarı

Bir zamanlar, büyük bir krallıkta herkesin tek derdi vardı: Kralın gözüne girmek. Kimi pahalı şaraplar sunardı, kimi dalkavukça şiirler okurdu. Kralın çevresi, sessiz bir yarış alanına dönmüştü. Kim daha çok eğilirse, o daha değerli sayılıyordu. Kim daha çok överse, o daha akıllı görünüyordu. Ama bir gün, sarayın ortasında bir soytarı çıktı ortaya. Diğerlerinden farklıydı ne …

Fakirlik Bir Tesadüf Değil, Bilinçli Bir Sistemdir

  Artık kimse “hayat zorlaştı” demesin. Hayat zorlaşmadı; bilinçli olarak zorlaştırıldı. Fakirler hayatta kalır, zenginler hayatı tüketir. Ve bu bir tesadüf değil, planlı bir düzendir. Dünya yüzyıllardır aynı oyunu oynuyor: Bir avuç elit, servetini korumak için milyarlarca insanı yoksul bırakıyor. Devletler ve büyük şirketler el ele vererek vergiler, enflasyon ve düşük maaşlarla halkı sistematik biçimde …

Bugünün Gündemi: İnsanlığın Uyanışını Mı, Yoksa Çöküşünü Mü İzliyoruz?

Dünya bir kez daha çalkalanıyor: Gazze’de barış masalları kanla sulanıyor, Fransa sokakları adalet için haykırıyor, Amerika’nın politikaları küresel ekonomiyi sallıyor, Asya petrol tüketimiyle dünyayı daha da bağımlı hale getiriyor. Peki, bütün bunlar neyi gösteriyor? 1. Savaşın Gerçeği: Barış Yalanı mı? BM’nin ateşkes çağrıları ardı ardına reddediliyor. “Barış” dediğimiz şey belki de sadece savaşların arasında insanları …

Siyasetin Çıkarı: Halkı Değil, Kendini Yönetenler

Bugün etrafımıza baktığımızda siyaseti, Platon’un anlattığı o yüce erdem işinden ziyade, ucuz çıkar hesaplarının bir oyunu gibi görüyoruz. Koltuk için yaşayanlar, halkı sadece oy deposu olarak görenler, ülkenin geleceğini kendi cüzdanının geleceğine bağlayanlar… Ama unuttukları bir şey var: Platon siyaseti, “halkı yükseltme sanatı” olarak tanımlıyordu. Ona göre gerçek siyasetçi, kendi çıkarını değil, toplumun adaletini gözeten …