Dorian Gray ve Narsisizm: Güzelliğin Karanlık Bedeli

Dorian Gray sadece bir karakter değildir; insanın kendi yansımasına aşık olmasının hikâyesidir. Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in Portresi romanı, güzelliğe tapan bir zihnin nasıl çürüyebileceğini gösteren en zarif trajedilerden biridir. Ressam Basil, Dorian’ın büyüleyici güzelliğini bir tabloya işler. O an Dorian, “Keşke ben hep genç kalsam, yaşlanacak olan tablo olsa” der  ve dileği gerçekleşir. Zamanla portre, …

Beğeni Dilencileri: Modern Yalanın Tapınakları

Bir gün biri çıkar, “Sosyal medyayı bıraktım” der ama bunu da sosyal medyadan söyler. Altında 69 bin beğeni. Binlerce “helal olsun”, “doğru söylüyorsun” yorumu. Peki kimse fark etmez mi? Gerçekten bırakmış olsaydı, şu an o gönderi orada olmayacaktı. Ama işte, fark etmek işlerine gelmez. Çünkü herkes kendi yalanını bir başkasının dürüstlüğüyle aklamak istiyor.  Yalanın Yeni …

LÜKS DEĞİL, GÖRGÜSÜZLÜK

Çağımızın yeni salgını: Gösterişli yoksunluk. Herkes aynı oyunun içinde: Marka giy, poz ver, uçak koltuğunda bacağını uzat, “work hard dream big” yaz. Zengin görünmek için yırtınan bir nesil, ama iç huzurunda asgari ücretle yaşıyor. Bir çantanın fiyatı kadar değeri olmadığını kabullenemeyenler… Bir tatil pozuyla kendini kanıtlama ihtiyacında olanlar… Kusura bakma ama bu lüks değil  görgüsüzlüktür. …

1.000.000 Okura Doğru: Kâinatın Frekansını Yayma Manifestosu

Bir kelime yeter: İnanmak. Bir eylem yeter: Yazmak. Bir topluluk yeter: Gerçeği paylaşanlar. Ben buradayım; yazdığım her cümleyi bir kıvılcım gibi bırakıyorum. Bu kıvılcım, doğru frekansta yankılanırsa bir alev olur. Bu alev, bir şehir, bir ülke, sonra bir kıta sarar. Hedefim sadece rakam değil: 1.000.000 uyanmış zihin sorgulayan, hisseden, frekansını arayan insanlar. Bu bir iddia …

Bugünün Gündemi: İnsanlığın Uyanışını Mı, Yoksa Çöküşünü Mü İzliyoruz?

Dünya bir kez daha çalkalanıyor: Gazze’de barış masalları kanla sulanıyor, Fransa sokakları adalet için haykırıyor, Amerika’nın politikaları küresel ekonomiyi sallıyor, Asya petrol tüketimiyle dünyayı daha da bağımlı hale getiriyor. Peki, bütün bunlar neyi gösteriyor? 1. Savaşın Gerçeği: Barış Yalanı mı? BM’nin ateşkes çağrıları ardı ardına reddediliyor. “Barış” dediğimiz şey belki de sadece savaşların arasında insanları …

Neden Kendin Gibi Olmuyorsun?

Sen Kimsin? Gerçekten sen misin, yoksa toplumun sana yapıştırdığı maskelerden mi ibaretsin? Ailenin beklentileri, iş yerinin kuralları, sosyal medyanın sahte onayları… Hepsi seni sen olmaktan uzaklaştırıyor. Ve sen hâlâ kendini kandırıyorsun. Sorumluluk Senden Kaçmaz Kimse seni sahte yaşamaya zorlamıyor. “Ama şartlar öyleydi” bahanesi, aslında senin korkularının maskesi. Cesaretin olmadığı için susuyorsun. Konfor alanına yapıştığın için …

Zihinsel Sağlık: İhmal Ettiğin En Büyük Suç

Bugün bedenine baktın mı? Yemek yedin. Su içtin. Belki aynaya bakıp saçını düzelttin. Peki ya zihnine ne verdin? İşte asıl sorun burada: Zihinsel sağlığı hep ihmal ediyorsun. Ve bunun bedelini yorgunluk, kaygı, öfke ve anlamsızlık duygusuyla ödüyorsun. Senin İhmalkârlığın Hayır, bu sadece dünyanın hızlı temposu değil. Bu sadece stresli bir iş, yoğun bir hayat ya …

Bitlisli Belkıs Vakası: Hurafelerin Karanlık Perdesi

İnsanlık tarih boyunca bilinmeyene anlam vermek için türlü hikâyeler uydurdu. Bitlis’in köylerinde anlatılan “Belkıs Ana” vakası da bunlardan biri. Rivayet odur ki doğum anomalileri yaşayan çocukların arkasında gizemli bir “büyücü kadın” vardır. O dualar eder, semboller çizer ve sözüm ona kaderi değiştirir. Peki gerçekten öyle mi? Gerçek şu: Bilimsel kayıtlarda böyle bir toplu doğum anomalisi …

Güven, Sevginin de Ötesinde

Güven… İnsanın en derin frekansı. Sevgi çoğu zaman yüceltilir; sadakat kutsal sayılır. Ama bütün bu değerlerin kökünde güven vardır. Çünkü güven yoksa, sevgi yalnızca geçici bir duygudur; sadakat ise boş bir bağlılık. Güven, bir duygu değil, bir varlık hâlidir. İnsan zihninde öyle bir alan açar ki, diğer tüm hisler o alanın içinde şekillenir. Sevgi titreşimdir, …

VEFA: İNSANIN İNSAN KALMA SINAVI

Vefa nedir? Vefa, sadece bir hatırlama değil; hatırlamanın arkasına sorumluluk koyabilmektir. Bir insanın, geçmişte yanında olanı, iyiliği dokunanı, fedakârlık yapanı unutmamasıdır. Kısaca: Vefa, minneti eyleme dönüştürmektir.   Neden vefa duyarız? Çünkü insan hafızası sadece bilgi saklamaz; duyguları, borçları, bağları da saklar. Bir gün bize uzatılan el, aslında zihnimizde kalıcı bir iz bırakır. O izi görmezden …