
Higgs bozonunu laboratuvarda buldurlar ,oysa senin içine çoktan yerleştirilmişti.
2012 yılında bilim dünyası heyecanla bir keşif duyurdu:
“Tanrı parçacığı bulunduuu!”
Yani Higgs bozonu. Evrenin temel yapıtaşlarından biri.
Maddeye kütle kazandırdığı söylenen bu parçacık, evrenin var olabilmesi için gerekli olanın alanın kanıtı.
Bilim bunu dışarıda laboratuvarda aradı ama bazı insanlar için o parça, zaten içimizdeydi.
Higgs Bozonu Nedir?
Higgs bozonu, 1964’te teorik olarak öne sürüldü.
Evrenin neden “bir şey” olduğunu, neden “hiçbir şey” olmadığını açıklamaya çalışıyordu. Ve 2012’de CERN’de yapılan deneyle keşif duyuruldu.
Ona “Tanrı Parçacığı” denmesinin nedeni, evrenin yaratım mekanizmasında bir rol oynamasıydı.
Ama mesele sadece fizik değil.
Frekans. Ruh. Bilinç. Zihin.
İşte asıl sır burada başlıyor.
Tanrı Parçacığının Spiritüel Yüzü
“Ona ruhumdan üfledim.” (Sad, 72)
Kur’an’da insanın yaradılışına dair bu cümle, tanrısal kaynaktan gelen nefesin bedene üflendiğini söyler.
Bu yalnızca bir can verme değil. Önceki yazımda belirttiğim gibi, bir kod aktarımıdır.
Bu kod, sadece seni canlı bir varlık yapmaz.
Seni yaratıcı yapar. Seni sezgisel yapar. Seni Tanrı ile aynı alanda titreşebilen bir bilinç yapar.
O halde “Tanrı parçacığı” denilen şey, ruhun içindeki ilahi rezonansla örtüşüyor olabilir mi?
Madde, Zihin, Frekans Üçgeni
Bilim, maddeyi anlamaya çalışıyor.
Sen, düşünerek maddeyi etkiliyorsun.
Ruh ise, bütün bu sürecin enerjetik alanını taşıyor.
Gerçek Şu Ki: Sen Parçacık Değilsin
Sen evrenin kodunu taşıyorsun.
Senin frekansın sadece “bir düşünce” değil. Çünkü sen düşündüğünde, evrenin yaratım alanına sinyal gönderiyorsun.
Tanrı parçacığı sadece bir fizik deneyinin konusu değil.
Belki de o, içimizde var olan Tanrı tohumu ile frekansa geçmeyi bekliyordur.
Son Söz:
“İçine üflenmiş bir kod…
Sessiz ama güçlü.
(Bu yazı sana bir şey hatırlattıysa, zaten o parça sende var demektir.
Yorumlara bırak, istersen birlikte hatırlayalım.)