“Gerçekten gökyüzü mü, yoksa sadece zihnindeki bir tavan mı?
Özgür olduğunu sanıyorsun… Ama sadece sana sunulanı seçiyorsun.
Truman Show’da o sahneyi hatırla. Truman, gökyüzüne çarpıyor.
Gerçek sandığı dünya aslında bir stüdyoymuş. Ve gökyüzü… Bir duvardan ibaretmiş.
Peki ya bizimki?
Gerçeklik Algın Bir Program mı?
Bugün gördüğün, duyduğun, hissettiğin her şey… Kime ait?
“Şanssızım” dedin, peki ya kim yükledi bunu sana?
“Cam kubbe var” dediler ama o kubbe aslında zihninin göremediği bir tavan olabilir mi?
“Biri gelecek, geçecek bu sınırı” deniyor… Peki ya o kişi sen olabilecek misin?
İKİ KUBBE VAR: BİRİ DÜNYADA, DİĞERİ ZİHNİNDE
Truman’ın çarptığı gökyüzü gibi biz de bazen görünmeyen bir tavana çarparız.
Ama bu tavan dışarıda değil.
Zihnimizde.
Ve o tavan şu cümlelerle örülmüştür:
“Ben kimim ki?”
“Her şey zaten hep böyle.”
“Sorgulama, yeterince düşünme, sistem dışına çıkma…”
Ama sen…Bir gün bir cümleyle, bir rüyayla, bir uyanış anıyla bu kubbeyi fark edeceksin.
Ve işte o an:
Film biter. Gerçeklik başlar.
Zihinsel Kapı Açıldığında, Kubbe Görünür
“Gerçek sınır, zihnindedir. Oradan geçmeden hiçbir yere gidemezsin.”
Sen bu yazıyı okurken, zaten ilk kapıdan geçtin demektir.
Çünkü artık farkındasın: “Zihinsel sınırlarını kırmadıkça, dış dünyadaki cam kubbe sadece bir yansımadır.”
O yüzden:” Akıl et. Sorgula. Sınır hissediyorsan, bastırma.”
Ve sor kendine:
“Ben hala yazılan bir programı mı oynuyorum, yoksa kodu ben mi yazıyorum?”
Zihin Kırıldığında, Gerçek Açılır
Belki dünyada gerçekten bir kubbe var. Belki Truman Show bir film değil, bir mesajdı.
Ama kesin olan bir şey var: Zihinsel kubbe gerçek.
Ve o kubbe:
Korkularla örülür.
İnanç kalıplarıyla sertleştirilir.
Medya, aile, toplum tarafından cilalanır.
Sen ise…
Artık cilayı değil, duvarı görüyorsun. Kırmak için tek şeye ihtiyacın var:
“Düşünmek.”
SANA SUNULMUŞ SENARYODAN ÇIK!
“Dünyaya gelmiş gibi değilsin, sahneye itilmiş gibisin.” Ve bu sahnede sana verilen rolü oynamayı bırakmak…
İşte en büyük devrim orada başlar.
Zihin uyanır. Kubbe çatlar. Sen ilk defa kendini görürsün.
Ve kameraya dönüp şunu söylersin:
“Eğer beni bir daha göremezseniz…
Günaydın, iyi öğlenler ve iyi akşamlar!”
(Truman Burbank)
Ama bu defa film bitmez. Bu defa gerçek başlar.
Son Söz:
Bu yazı sana bir şey hatırlattıysa… Zaten o parça sende vardı.
Tavanı gökyüzü sananlara değil, zihnindeki kubbeyi kırmak isteyenlere…