Bir Sonraki Boyuta Geçmeye Hal Kazanmak

“Bu dünya bir sınav değil, bir geçittir.”

Bu dünyaya rastgele gelmedik.
Beden, ruhun geçici kabuğudur. Zihin ise, o ruhun laboratuvarı.
Hepimiz, varlığın bir sonraki boyutuna geçmeye hazırlanıyoruz bir başka bilinç katmanına, daha yüksek bir frekansa.

Klasik inançlar buna “imtihan dünyası” der.
Oysa bu imtihan, cezalandırılmak için değil, bir sonraki boyutu idrak etmeye hak kazanmak için vardır.
Bize verilen beş duyu, bu sınavın araçlarıdır:

Görmek, fark etmektir.
Duymak, anlamaktır.
Dokunmak, empati kurmaktır.
Tatmak, şükrü öğrenmektir.
Koklamak, yaşamın varlığını sezmek demektir.

Ama bunların ötesinde bir farkındalık vardır: Ahlaklı bilinç.

İnsan Olmanın Frekansı

Sokrates “Erdem bilgidir.” derken aslında bunu anlatır.
Bilmek, yalnızca aklın işi değil; ruhun da işidir.
İyilik, merhamet, dürüstlük, şefkat… Bunlar birer karakter özelliği değil; ruhun titreşimini yükselten enerji alanlarıdır.

Albert Einstein bile şöyle der:

“Bir insanın gerçek değeri, kendisini ne kadar evrenden ayırmadığında gizlidir.”

Bu, bilimin bile sonunda metafiziğe dokunduğu noktadır.
Evrenden ayrı hissetmek  benliğin en alt frekansıdır.
Evrensel bilinçle yaşamak ise, bir sonraki boyutun eşiğidir.

 Boyut Atlamak: Ruhun Sessiz Evrimi

Beden ölür, ama frekans ölmez.
Çünkü ölüm, ruhun başka bir titreşim düzeyine geçmesidir.
Bir sonraki boyut, bilgiyle değil hal ile kazanılır.
Yani sadece ne bildiğin değil, nasıl yaşadığın belirler.

Biz bu dünyada cezayı hak etmemek için değil, ışığı hak etmek için varız.

Beş duyusunu bilgelikle kullanan, yüreğini adaletle yöneten, gölgesine rağmen sevgi üretebilen insan,
artık bir sonraki boyutun frekansına uyumlanmış demektir.

Bu dünya sadece bir zihin okulu…
Ve mezuniyetin adı: Bilinç.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir