Bugünün Gündemi: İnsanlığın Uyanışını Mı, Yoksa Çöküşünü Mü İzliyoruz?

Dünya bir kez daha çalkalanıyor:
Gazze’de barış masalları kanla sulanıyor, Fransa sokakları adalet için haykırıyor,
Amerika’nın politikaları küresel ekonomiyi sallıyor, Asya petrol tüketimiyle dünyayı daha da bağımlı hale getiriyor.
Peki, bütün bunlar neyi gösteriyor?
1. Savaşın Gerçeği: Barış Yalanı mı?
BM’nin ateşkes çağrıları ardı ardına reddediliyor.
“Barış” dediğimiz şey belki de sadece savaşların arasında insanları uyutmak için kullanılan geçici bir illüzyon.
•Gerçek soru:
İnsanlık barışa hazır değil mi, yoksa barışın kendisi zaten bir kandırmaca mı?
2. Grevlerin Çığlığı: Adalet Mi, Yoksa Kaos Mu?
Fransa’da yüz binler sokakta.
Okullar kapanıyor, trenler duruyor, insanlar öfkeden titreşiyor.
Onların istediği şey para değil adalet.
•Ama adalet sokağa mı iner, yoksa sadece kâğıt üzerinde mi yaşar?
3. Ekonomi ve Güven: İnsanlığın Yeni Tanrısı
Trump’ın kararları küresel ekonomiyi kasıp kavuruyor.
Ama dikkat edin:
Piyasalar yıkılmıyor, çünkü insanlık güvene öylesine aç ki, her kırıntıya sarılıyor.
•Belki de ekonominin kendisi bir tanrı.
İbadeti güven, kurbanı insan emeği.
4. Tüketim: Açlığımız Doymuyor
Asya petrol talebini artırıyor.
Dünya daha fazla enerji istiyor, daha fazla tüketmek istiyor.
•Ama aslında neyi doyurmaya çalışıyoruz?
Midemizi mi, yoksa içimizdeki boşluğu mu?
Sansasyonel Gerçek:
Bugünün gündeminde haberler farklı görünüyor, ama hepsi aynı çığlığı atıyor:
“İnsanlık kendine yabancılaştı!”
Barış arıyoruz ama savaşsız yapamıyoruz.
Adalet arıyoruz ama adaletsizlikten besleniyoruz.
Güven arıyoruz ama en çok güvensizlik üretiyoruz.
Tüketiyoruz, ama yine de aç kalıyoruz.
Felsefi Bakış:
Belki de asıl gündem; ne Gazze, ne Paris, ne Washington, ne Pekin…
Asıl gündem senin zihninde.
Çünkü insanlık önce kendi içindeki savaşı bitirmeden, dünyadaki hiçbir savaşı bitiremeyecek.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir