TOKAT GİBİ SORULAR
Peki sana bir şey sorayım:
Başkalarının başarısı seni neden rahatsız ediyor?
Birinin parladığını gördüğünde neden içindeki huzur titreşiyor?
Kendi hayatının direksiyonunda bile değilken, neden başkasının hızını konuşuyorsun?
Psikoloji der ki:
“Birini küçümsemek, kendi eksikliğini görünmez kılma girişimidir.”
Ama asıl trajedi, küçümsemeye çalıştığın kişinin o sırada senin önünden geçiyor olmasıdır.
Dedikodunun Bilimsel Anatomisi
Nörobilim araştırmaları, dedikodunun hem yayan hem dinleyen üzerinde kortizol (stres hormonu) salınımını tetiklediğini gösteriyor.
Bu, beynin tehdit moduna geçmesine neden olur.
Sonuç?
Zihin, yaratıcı üretim ve yüksek frekanslı düşünce kapasitesinden uzaklaşır.
Dahası, birini konuştuğunda beyindeki ayna nöronlar devreye girer.
Konuştuğun kişinin eylemlerini zihinsel ekrana taşırsın bu da farkında olmadan ona enerji ve görünürlük kazandırır.
Kısacası, dedikodu aslında görünmez bir reklam kampanyasıdır.
Ve bu kampanyanın faturası… dedikoducunun enerjisinden kesilir.
Felsefi Perspektif: Platon’un Üç Eleği
Platon’un “Üç Elek Testi” der ki:
1. Doğru mu?
2.İyi mi?
3.Gerekli mi?
Dedikodu, bu üç filtreden de geçemez. Bu yüzden hem yayanın hem dinleyenin zihinsel frekansını dşürür.
Oysa yüksek frekansta kalmak isteyenler bilir:
Enerjini korumak, ağızdan çıkan kelimeleri korumakla başlar.
Frekans Gerçeği
Dedikodu düşük niyetle yayılır, ama sen yüksek frekansta kaldığın sürece bu titreşim sana ivme kazandırır.
Çünkü evren nötrdür. Enerji, niyete değil, frekansa yanıt verir.
Sen üretmeye, ilerlemeye devam ettikçe, arkadan gelen uğultu sadece motor sesine karışır.
Mini Egzersiz
Bugün seni konuşan herkese zihninden şunu fısılda:
“Teşekkür ederim, dedikodumla bile enerji topluyorum.”
Ve yoluna devam et. Çünkü tarih boyunca ileriye gidenleri hep geriden konuşanlar olmuştur.
Konuşmayı bırakırlarsa, ancak o zaman durup meraklan.
Not:
Bu yazıyı okurken rahatsız olduysan…
Belki de frekansını kontrol etmenin zamanı gelmiştir.