
Belle Gibson Vakası Üzerinden Bir Gerçeklik
Sahte Hastalık, Gerçek Kazanç
Belle Gibson, Avustralya’da genç bir kadın olarak beyin kanseri olduğunu söylediğinde insanlar ona inandı.
Blog açtı, sosyal medyada paylaşımlar yaptı, kemoterapi görüyorum diye yazılar yazdı.
Fotoğraflar, serumlar, dramatik cümleler…
Hepsi o kadar inandırıcıydı ki kısa sürede binlerce insan ona destek olmaya başladı.
Bağışlar toplandı, kitap yazdı, hatta bir mobil uygulama bile çıkardı.
Ama tek gerçek şuydu: Belle Gibson’ın hiçbir zaman kanseri olmadı.
Sosyal Medya Nasıl Çalıştı?
Bu olay, sosyal medyanın karanlık yüzünü çıplak bir şekilde ortaya koydu.
*Görsellik: Fotoğraf ve kısa videoların etkisi, insanlara doğruluğu sorgulatmadan gerçeklik hissi verdi.
*Duygusal Manipülasyon: İnsanların en saf duygusu olan merhamet sömürüldü.
*Kitle Güveni: Bir kişi acı çektiğini söylediğinde, binlercesi ona inandı. Çünkü sosyal medya, doğrulama mekanizması olmadan anlık güven üretiyor.
Sahte Kimlik İnşası
Belle Gibson sadece sahte bir hastalık uydurmadı, aynı zamanda sahte bir kimlik yarattı.
*Ölümle savaşan güçlü kadın imajı,
*İyileşmenin sembolü rolü,
*Alternatif tıpla mucize yaşayan kahraman hikâyesi…
O, olmak istediği kişiyi sosyal medyada oynadı. Gerçekte olmayan bir hayatı, dijital kimlik haline getirdi.
Sosyal Medyanın Karanlık Mekanizması
Bu olay tekil değil, sosyal medyanın nasıl çalıştığını gösteren bir örnek:
*Algı manipülasyonu: Gerçeği olmayan bir hikâye, doğruymuş gibi sunulabiliyor.
*Duygu sömürüsü: En saf duygular, takipçi ve para kazanmak için araç haline getiriliyor.
*Kimlik yanılsaması: İnsanlar kendilerini oldukları gibi değil, olmak istedikleri gibi gösterebiliyor.
*Kolektif körlük: Yüzbinlerce kişi aynı yalanın içinde birleşebiliyor.
Sonuç: Güvenin Çöküşü
Belle Gibson’un maskesi düşünce büyük bir skandal patladı.
Topladığı paralar geri istendi, kitapları toplatıldı, uygulaması kapatıldı.
Ama asıl kayıp toplumun güveniydi. Çünkü bu olaydan sonra insanlar, gerçekten hasta olanlara da şüpheyle bakmaya başladı.
Sosyal Medyanın Rüyası: Bir Tuzak
Sosyal medya, hayallerimizi büyütebilir ama aynı zamanda sahte hayatları da gerçeğin yerine koyabilir.
İşte bu yüzden dikkat etmeliyiz:
*Mutlu insan, mutluymuş gibi görünmeye çalışmaz.
*Gerçek acı yaşayan, dramını pazarlamaz.
*Sahte bir hikâyeye kapılmak, hem vicdanı hem aklı zehirler.
Sosyal medyanın büyüsüne kapılmadan önce unutmamamız gereken şey şu: Her ekranda gördüğümüz, gerçek değildir.
